
1982 yılında İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Mezun olmamın akabinde uzun yıllar
banka vekilliği ve alacak yönetimi üzerinde yoğunlaştım. 1999
yılı global kriz etkilerin Türkiye’de sonuçlarını vermeye
başladığı yıllarda masanın diğer tarafına geçerek banka
borçlularını temsil etmeye başladım. Tekstil, Otomotiv ve
İnşaat sektörlerinde önde gelen şirketlerin finansal
yapılandırma süreçlerini yönetmemiz, hukuk bürosu olarak
bizimle ilgili pazarda kuvvetli bir bilinirlilik sağladı. Süreç
içerisinde yeni arkadaşlarımızın bünyemize katılması, bize farklı alanlarla müvekkillerimize seslenme fırsatı verdi. Su an
baktığımızda 8’i ortak olmak üzere, 70’e yakın avukatı
bünyesinde barındıran,120 kişilik bir organizasyon ile bu yarışta
en on sıralarda yer aldığımızı düşünüyorum.
2- Avukatlık mesleğinin geleceğini
nasıl görüyorsunuz?
Avukatlık mesleği açısından konuyu
özelleştirdiğimizde de karşımıza her zamanki gibi avukatlık
sınavı çıkıyor galiba. Türkiye, tüm dünyada en kolay avukat
olunabilen yerlerden biri. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki iki
kademeli üniversite sistemi ve baro sınavı, keza Almanya’daki
sınırlı sayıda hak verilen avukatlık sınavı gibi örnekler
karşımıza çıktığında ve buna bir de ülkemizde sayıları
arttıkça kaliteleri düşen hukuk fakültelerini de eklediğimizde
ne derece yetkin avukatların her geçen yıl piyasaya dâhil olduğu
da herkesi olduğu kadar beni de düşündürüyor. Baro sınavı ile
beraber üniversitelerdeki pratiğe yönelik hukuk eğitiminin
geliştirilmesi en fazla eğilmemiz gereken noktalar gibi duruyor.
3-Geçenlerde ehukuk.org da
duyurduğumuz bir birleşme haberi vardı. Bu haber Amerikan Dentons
ve Asya'nın en büyük hukuk bürosu Çinli Dacheng'in birleşme
kararıydı. Bu birleşmeyle birlikte avukat sayıları 6600 oldu.
Türkiye'de neden bu büyüklükte bir hukuk bürosu doğmuyor?
Dentons ve Dacheng birleşmesi
hepimizin konuştuğu bir olay oldu. Gerçekten de çok büyük çapta
bir birliktelik, dünyaya örnek olması acısından da uzun yıllar
konuşulacağını düşünüyorum. Hukuk bürolarının duruma ne
kadar büyük ölçekli baktıklarının bir örneği. Marketi
Dünya’nın her bir yeri olarak görüp bu şekilde bir strateji
izlediler. Skadden Arps 90’lı yıllarin sonunda 1000 avukatı gördüğünde ben de dahil bu rekorun kırılamayacağını
düşünenler sanırım yanıldılar.
Türkiye’de bu sayılara ulaşmak
mümkün mü diye sorarsanız, niye olmasın demek isterim. Fakat hukuk bürolarının birleşmesi,Türkiye’de kişisel birtakım
öncelikler noktasında zor gözüküyor. Ayrıca senelerdir
bahsedilen, fakat halen daha değişemeyen mevcut Avukatlık Kanunumuz
şubeleşme yönünde çok önemli bir engel teşkil ediyor, bu değişmeden yukarıda bahsettiğimiz seviyelere gelmemiz pek mümkün
gözükmüyor.
4- En çok tercih edilen hukuk
bürolarından birisiniz. Muhakkak size birçok meslektaşımızdan CV geliyordur. Avukat alımlarında özellikle nelere dikkat
ediyorsunuz?
Biz büromuzda istikrar ve süreklilik
bekliyoruz ve işe alımlarda da bu doğrultuda kriterleri
uyguluyoruz. Bu bağlamda, mülakat sürecinde oldukça sıkı bir
değerlendirme yapıyoruz ve bizimle uzun yıllar boyunca
çalışabilecek yeterlilikte kişilerle anlaşmaya çalışıyoruz.
2014’te yaklaşık 350’ye yakın bir stajyer başvuru sayımız
var. Başvuran adaylarımızı sınav ve “Mini Moot Court” da
dahil olduğu bir surece tabi tutuyor ve pozitif sonuçlarını
görüyoruz.
5- Egemenoğlu hukuk bürosunun
kurumsal yapısını merek ediyorum, mesela genç avukatları
büronuzda nasıl bir kariyer yolculuğu bekliyor?
Öncelikle biz, genç avukat
kategorisine avukat stajyerlerinden başlıyoruz. Oldukça kapsamlı,
kademeli hatta belki de biraz zorlu bir mülakat süreci sonunda her
sene Türkiye’nin en seçkin hukuk fakültelerinden yasal stajyer
arkadaşlarımız aramıza katılıyor. Mülakat sürecinde bu denli
titiz davranmamızın sebebi de büromuza katılmaları ile birlikte
onları artık takımın parçası olarak görmemiz ve kendi kariyer
gelişimlerine katkı sağlamak suretiyle mütekabil bir gelişme
sürecine girmemizdir. Büromuzdaki sağlam kurumsal yapıda, genç
avukatlarımız uzmanlaşmak istedikleri alanlarda, büromuz için de
uygun olması ile birlikte kariyer basamaklarını tırmanma
fırsatını buluyorlar.
6-Genç avukatlara ne tavsiye
edersiniz?
Hukukun kapsamı o kadar geniş ki,
birçok dalda uzmanlaşma fırsatı bulunmaktadır. Tabii ki
öncelikle, ilgi duydukları, severek çalıştıkları bir alanda
uzmanlaşmaları gerektiğini düşünüyorum. Zira bir işi
sevmeyerek yapmak, oldukça rahatsız edici bir durumdur ve kişinin
yaşamına oldukça olumsuz etkiler yapabilir. Ki; Türkiye’de de
işini sevmeyerek yapanların sayısının oldukça yüksek olduğunu
da biliyoruz ve görüyoruz. Ancak bunun yanında, özellikle hukukun
kapsamının genişliği noktasında, henüz çoğunluğun üzerine
düşmediği, üzerine fazla yazılıp çizilmeyen veya yurtdışında
gelişmiş olan ama Türkiye’de hala üzerine gidilmeyen hukuk
dalları ilklerden olmanın hazzını verebilecek diye
düşünüyorum.
7-En büyük hayaliniz ve
gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?
Keyifle çalıştığımız bir arkadaş
grubumuz var. Ve farklı alanlarda kuvvetli bir duruş sergiliyoruz.
Bu duruşumuzu koruyarak Uluslararası Tahkim alanında çalışmalarını
sürdüren 2. kuşağımız Egemen Egemenoglu ve Koç Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğrencisi Elvin Egemenoğlu’nun da gelecek yıllarda bu
bayrağı daha ileriye taşımalarını arzu ediyorum. Umarım
gerçekleşir.
8- Sürekli olarak takip ettiğiniz
dergi, blog, site, gazete vb. var mı?
Çok kuvvetli bir deniz tutkunuyum.
Yoğun şekilde arkadaşlarımla uzun solukla balık avına
çıkıyoruz. Güzel bir denizci arkadaş grubumuz var. Bu kadar
yoğunlukta bize işimizi ve sorumluluklarımızı unutturan en güzel
şeyin deniz olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla benim için paha
biçilemez bir kaçış noktası. Deniz ile ilgili de her turlu
dergiyi de sıklıkla takip ediyorum.
ehukuk.org olarak Yunus Egemenoğlu'na bize vakit ayırdığı için çok
teşekkür ediyoruz.